Ana içeriğe atla
Analysis

Çin El Fetih-Hamas görüşmeleri ile neyi amaçlıyor?

Hamas’ı kınamaktan veya terörist örgüt olarak tanımlamaktan geri duran Çin, giderek Hamas'ı meşru bir siyasi güç olarak görüyor.
Palestinian President Mahmud Abbas shakes hands with China's President Xi Jinping after a signing ceremony at the Great Hall of the People in Beijing on June 14, 2023. (Photo by Jade GAO / POOL / AFP) (Photo by JADE GAO/POOL/AFP via Getty Images)

Çin’in nisan sonunda El Fetih-Hamas görüşmelerine ev sahipliği yapması uluslararası toplumun büyük ilgisini çekti. İki Filistinli örgütün 17 yıllık bir bölünmüşlüğün ardından iç uzlaşıya varma ihtimali Gazze krizine kısa sürede çözüm sunmaz ancak Pekin, Filistin'in birlik ve dirayetini uzun vadede Filistin devletine ulaşabilmenin vazgeçilmez bir koşulu olarak görüyor.

Gazze krizinden önce de Çin’in Hamas ve El Fetih'e bakışı farklıydı. Çin’in Hamas'ı Filistin'in geleceği ve devletleşmesinde meşru bir siyasi güç olarak görme eğilimi giderek artıyor. Hamas'ı kınamayı, terörist örgüt olarak tanımlamayı reddeden Çin, bu tutumunu BM Genel Kurulu'nun 3070 sayılı kararına dayandırıyor. Çin Dışişleri Bakanlığı Antlaşmalar ve Uluslararası Hukuk Dairesi Genel Müdürü'ne göre söz konusu karar “halkların, kolonyal ve yabancı tahakkümünden ve yabancı boyunduruğundan kurtulmak için silahlı mücadele dâhil olmak üzere mevcut tüm imkânlarla mücadelesinin meşru olduğunu” tasdik ediyor. Çin'in bakış açısına göre bu, Filistinlilerin Batı Şeria ve Gazze'de İsrail işgaline karşı mücadelesini hukuken meşru kılan bir dayanak olarak yorumlanabilir. 

Daha geniş anlamda Gazze krizi Çin'in nazarında Hamas'ın siyasi bir yapı olarak varlığını, etkisini ve halk desteğini tasdik etti ve Hamas'ın siyasi süreçten dışlanamayacağı sonucuna varmasını sağladı. Bunun neticesinde, geçtiğimiz ay Çin'de yapılan El Fetih-Hamas görüşmelerinden önce mart ayında üst düzey bir Çinli yetkili Doha’da bir Hamas yetkilisiyle bir araya geldi ve bu görüşme alışılmadık bir şekilde kamuoyuna açıklandı.

Çin’in Hamas'a evrilen bakışı

Öte yandan, Çin'in El Fetih'e bakışı son yirmi yılda olumlu yönde değişmedi. Yaser Arafat'ın 2004'teki vefatından sonra El Fetih, özellikle yönetimdeki etkisizliği, İsrail ile ilişkileri, yolsuzlukları ve iç siyaseti nedeniyle Çin'de sürekli olarak itibar kaybına uğradı. Yakın zamanda Guangming Daily'de bu konuyu yorumlayan Niu Xinchun gibi Çinli analistler, El Fetih'in gücünün, sahip olduğu uluslararası tanımada yattığı ve bunun ötesine geçmediği kanısında.

Çinliler Filistinlilerin mücadelesine baktıklarında Çin'deki devrim sırasında zaferle sonuçlanan kendi deneyimlerini, özellikle de 1937’den 1945’e kadar Japonlara karşı verilen silahlı mücadeleyi ve milliyetçi parti ile işbirliğini anımsıyor. Japonya’nın Çin’i işgal ettiği bu sekiz yıllık dönemde Çin Komünist Partisi (ÇKP), ABD tarafından desteklenen çok daha güçlü Kuomintang (milliyetçi) hükümeti karşısında küçük bir muhalefet partisi konumundaydı. 

ÇKP’nin silahlı mücadeleye güçlü bir inancı var. Bu bağlamda El Fetih’in benimsediği siyasi yaklaşım, Batı Şeria'daki genişleyen İsrail kontrolünün nedenlerinden biri olarak görülüyor. 

Bunun yanı sıra, ÇKP “halkın çoğunluğunu temsil edebilecek en geniş siyasi koalisyonu” kurma konusundaki tecrübesi nedeniyle Filistin meselesine birleşik cephe stratejisi merceğinden bakıyor. Birleşik cephenin Filistinli siyasi güçlerin sesini azami ölçüde güçlendireceği ve Filistin yönetiminin en meşru müzakere otoritesini oluşturacağı düşünülüyor. 

Çin, Filistin Yönetimi’ni 1988 yılında tanıdı ve diplomatik ilişkiler kurdu. 1995 yılında Gazze'de irtibat ofisi açtı. Bu ofis 2004 yılında Ramallah'a taşındı. 2023 yılında Çin ile Filistin arasında stratejik ortaklık kuruldu.

Ölçülü beklentiler

Hamas ile El Fetih’in uzlaşması Filistin hareketinin meşruiyetini ve halk desteğini güçlendirir. El Fetih'i de güçlendirebilir ve İslamcı bir grup olan Hamas'ı bir nebze ılımlaştırabilir. Daha da önemlisi, böyle bir uzlaşı Filistinlilerin tek sesle konuşmasını ve İsrail’in saldırıları karşısında “birleşik cephe” olmalarını sağlar.

Pekin, Hamas’la El Fetih'i bir araya getirmeye çalışan ilk tarafın kendisi olmadığını vurgulayacak kadar beklentilerini düşük tutuyor. Ortak bir Filistin hükümetinin kurulmasını ve Gazze'nin yeniden imarını görüşmeye dönük benzer bir toplantı geçtiğimiz şubatta Moskova'da yapıldı. Moskova’dan da bir mucize çıkmadı ancak Çin, Filistin hareketinin iç zafiyetlerini gidermeye dönük uzun vadeli bir yaklaşıma sahip. Bunun Gazze krizine etkisi şimdilik sınırlı olabilir fakat Çin'in görüşü o ki güçlü, birleşik bir Filistin hareketi için kapasite, iç uyum ve bütünlük sağlamak günün sonunda Filistin'in dirayetini ve dolayısıyla İsrail ile daha dengeli bir ilişki kurma ve devletleşme şansını arttıracak. 

Çin, İsrail-Filistin meselesinin gelecekteki koşulları için zemin hazırlıyor. El Fetih-Hamas uzlaşısını teşvik etmesi Çin'in Müslüman ülkeler arasında da daha olumlu karşılanmasını sağlayacak. El Fetih-Hamas görüşmelerinin bir sonraki turunun haziran ortalarında Pekin'de yapılacağı duyuruldu. Muhtemeldir ki bu, Orta Doğu’daki barış çabalarında Çin’in puan kazanmaya çalışacağı kritik alanlardan biri olacak.