Zaten 2018’den beri önemli bir ekonomik kriz yaşamakta iken bir de 2020’de pandeminin ağır şartlarına maruz kalan Türkiye’de, gelir pastasının paylaşımı daha da bozuldu; önemli boyutlarda seyreden yoksullaşma biraz daha derinleşti, yoksullar ordusuna 700 bin kişi daha eklendi.
Kısa adı TÜİK olan Türkiye İstatistik Kurumu, her yıl yinelediği “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın 2020 sonuçlarını yayınlarken, eşitsizliğinin ve yoksullaşmanın yeni boyutlarını da sergiledi. TÜİK’in verilerinde somutlaşan adaletsizliğin büyümesinde, devletin özellikle pandemi koşullarında bir “sosyal kurum” olarak görevini yerine getirmemesi önemli bir etken. Yaşanan kriz nedeniyle yüksek seyreden işsizlik ve tırmanan enflasyon karşısında, pandeminin de yarattığı olumsuz sağlık koşulları ile toplumun alt ve alt-orta kesiminde geçim sorunu baş edilmez hal alırken, birçok ülkede göze alınan bütçe açığı ve kamu borçlanmasında artış bedellerini, iktidardaki AKP yönetimi göze almadı ve sonuç derinleşen yoksullaşma oldu.