Yüzde 11’e yapışmış bir enflasyon, yüzde 13’ün üstünde seyreden bir kent işsizliği, milli gelirin yüzde 5’ine yaklaşan bir cari açık, üstüne üstlük büyüyen bir bütçe açığı, dolar karşısında hızla eriyen bir Türk Lirası… Yetmezmiş gibi bunların üstüne bir de dünya piyasalarında petrol, doğal gaz, kömür, kısaca enerji fiyatlarında artış geldi. Tabii ki dünya piyasalarında metal, mineral fiyatlarında hızlı artış da eksik kalmadı.
Türkiye hem enerjiyi hem birçok ham maddeyi ithalatla sağlıyor, bağımlı. Şimdi bunları hem pahalanmış dolar ile hem de dünyada tırmanan yeni fiyatlarla almak durumunda. Bunların arasında ham petrole ayrı bir yer ayırmak lazım. Esas fatura bunun ithalinden çıkıyor çünkü.