Suriye’de 2015’ten beri kuşatma altında olan dört bölgenin tahliyesi 4 Nisan’da mezhepsel bir çerçevede başladı. Anlaşma kapsamında Şam yakınlarındaki Madaya ve Zebadani kasabalarından muhalif savaşçılar ve siviller ayrılacak, İdlib vilayetinde hükümetin elinde olan Şii El Fua ve Kefraya köylerinden de sivillere güvenli çıkış sağlanacak. Sünniler isyancıların elindeki İdlib’e ve Türk kontrolündeki Cerablus kasabasına, Şiiler ise Şam’ın hükümet kontrolündeki bölgelerine götürülecek. 60 gün sürmesi beklenen tahliye işlemleri için Şam’ın güneyindeki bölgelerde ve İdlib vilayetinin bazı kesimlerinde ateşkes uygulanacak, bu sayede buralara insani yardım da ulaştırılacak. Anlaşma kapsamında Suriye yönetimi bin 500 tutukluyu da serbest bırakacak.
Tahliye anlaşması ilk bakışta olayların seyriyle bağdaşan makul ve yerinde bir adım gibi görünüyor. Geçtiğimiz günlerde Humus vilayetinin El Vaer kentinden de muhalif savaşçılar ve aileleri Cerablus’a götürülmüştü. Ne var ki bu anlaşma diğerlerinden farklı. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi ve başka bazı kaynaklara göre anlaşma 28 Mart’ta Hayat Tahrir El Şam (HTŞ), Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları arasında Katar ve İran’ın arabuluculuğu ile sağlandı.