Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların yayımladığı mutluluk ve iyimserlik endekslerinde İsrail halkı her daim üst sıralarda yer alıyor. İsrail, bugün dünyanın varlığı hâlâ kesinleşmemiş, sürekli sorgulanan tek devleti. İsrail nüfusunun tamamı yüz binlerce roket ve füzenin daimi tehdidi altında yaşıyor. Ne var ki çeşitli mutluluk endekslerine göre İsrail halkı büyük bir yaşama gücü sergiliyor ve bu alanda barış içinde yaşayan Avrupa ülkelerini, ABD ve Rusya gibi küresel güçleri geride bırakıyor.
İsrail’e dair meşhur bir paradoksu yansıtan bu durum, düşmanlarla çevrili ve sürekli savaş hâlinde olan bu ufak ülkeyi içine bir miktar cehennem katılmış bir cennet hâline getiriyor. Bu imkânsız karışım bazen mucizeler yaratıyor. InterNations isimli yayının geçtiğimiz günlerde açıkladığı aile hayatı endeksine göre İsrail, aile kurup çocuk yetiştirmek için dünyanın en uygun dördüncü ülkesi. Listenin başında Avusturya yer alırken Finlandiya ikinci, İsveç de üçüncü oldu. İngiltere, Almanya ve ABD gibi ekonomik güçler İsrail’in gerisinde kaldı. Ortalama bir İsrailliyle konuştuğunuzda size ülkeye yönelen güvenlik tehditlerinden korktuğunu, ekonomik sıkıntıların baskısını hissettiğini, bitmeyen gerginlikler nedeniyle tedirgin olduğunu söyleyecektir. İsrailliler işte bu nedenle mutlu. Evet, durum aynen böyle.