Türkiye’nin Suriye’deki iç savaşa müdahil olduğuna dair basının görgü tanıkları ve muhalif aktörlere dayandırarak aktardığı bilgiler bu kez delilleriyle mahkeme kayıtlarına girdi. Dava dosyalarından biri, Türkiye’nin muhalif güçlere silah ve mühimmat sevkiyatıyla yetinmeyip sınıra 3-4 km ötede Ermeni kasabası Keseb’i ele geçiren silahlı gruplara top ateşiyle destek verdiğini ortaya koydu. Geçen yıl martta Niğde’de güvenlik güçlerine saldıran İslam Devleti (İD) üyelerinin yargılandığı davaya bakan savcı sanıkların telefonlarını dinleterek çarpıcı bilgiler elde etti. Cumhuriyet gazetesinden Ahmet Şık’ın ulaştığı belgelere göre, telefon konuşmalarında Keseb'de savaşanlar Suriye ordusunun bulunduğu yerlerin koordinatlarını Türkiye’de ilgili kişilere bildiriyor, Türk ordusu da bu koordinatlara uygun olarak top atışı yapıyor.
21 Mart 2014’te silahlı gruplar, Türkiye topraklarına 5 farklı yerden girdikten sonra Yayladağı Sınır Kapısı’ndan tekrar Suriye’ye geçerek Keseb kasabasını ele geçirmişti. Keseb’in ele geçirildiği Enfal (Ganimetler) operasyonuna Türkmen birliklerinin yanı sıra Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi, İslami Cephe’nin en önemli grubu Ahrar-uş Şam, İD’e yakın Sukur el-İzz, eski Guantanamo esiri Faslı İbrahim Binşekrun’un kurduğu Şam el İslam, hem Kaide hem İD’le bağlantısı olan Ensar el İslam katılmıştı. Keseb civarında çatışmalar sürerken 23 Mart 2014’te Suriye savaş uçaklarından biri Türkiye’den atılan bir füzeyle ‘sınırı ihlal’ ettiği gerekçesiyle düşürülmüştü. Haziran 2014’te Esad güçleri ‘Nokta 45’ denilen tepe dahil Keseb bölgesini tekrar ele geçirirken bu kez Türk ordusu Suriye tarafına top atışları yapmıştı. Hükümet ve Türk Silahlı Kuvvetleri, Keseb dahil şimdiye kadar Suriye’ye yönelik bütün atışların 2012’de Türk jetinin düşürülmesinin ardından değiştirilen angajman kuralları çerçevesinde sınır ihlali olduğunda ya da Türkiye tarafına mermi düştüğünde misilleme olarak yapıldığını söylüyordu. Dışişleri Bakanlığı da Keseb’le ilgili suçlamayı “Türkiye’nin muhalif güçlere topraklarını kullandırmak suretiyle veya diğer şekillerde destek sağladığı yönünde ortaya atılan iddialar bütünüyle gerçek dışıdır” diyerek reddetmişti.