Türkiye’de iki haftadan da kısa bir süre sonra, 30 Mart’ta yapılacak olan yerel seçimlerin sadece adı “yerel seçim”. Ülkedeki siyasi ve toplumsal kutuplaşma bu seçimlerin sath-ı mailinde o kadar sert ve kırıcı yaşanıyor ki oy sandığına, yerel yönetimlerin belirlenmesinin ötesinde Başbakan Erdoğan’ın kaderinin çizileceği bir “genel seçim” ve hatta “referandum” olma işlevi de atfediliyor.
Ülkenin çok partili hayata geçtiği 1946 yılından bu yana bir yerel seçime bu denli gergin ve çatışmalı bir ortamda gidildiğine tanık olunmamıştı.