Başkan Donald Trump’ın Suriye’den hemen ve koşulsuz çekileceklerini ilan ettiği 19 Aralık tarihli tweet’i ABD’yi Suriye’nin “topal ördeği” durumuna düşürdü. Suriye’den çekilmenin o tweet’in doğurduğu izlenimin aksine “o kadar da çabuk olmayacağı”, Trump ve maiyetindekiler tarafından akabinde belirtilmiş olsa da şu gerçek değişmiyor: Amerikan askerleri öngörülebilir bir gelecekte Suriye’den ayrılacaklar. Bu durum beraberinde bir soruyu da getiriyor: Amerikan birliklerinin Suriye’de üslendikleri Menbiç ve Fırat’ın doğusundan çekilmesiyle birlikte bu bölgelerde ortaya çıkacak olan boşluk kim ya da kimler tarafından doldurulacak?
Tabii ki önce şu hususu hatırlatmak gerekli: Gerçek bir “boşluk”, Amerikan askerlerinin bölgeden çekilmesinin ötesinde, ancak ABD’nin bu bölgedeki müttefiki Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDF) sağladığı askeri güvenceleri geri çekmesi halinde doğabilir. ABD’nin “Fırat’ın doğusu” denilen çok geniş alandaki caydırıcılığını hava gücü ve burada üslendirdiği, özel kuvvetler mensubu iki bin asker sayesinde tesis edegeldiğini hatırlatalım. Burada esas olan asker sayısıyla değil, süper güç ABD’nin taahhüdü ile sağlanan bir caydırıcılık.