Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro bir yıl gibi kısa bir süre içinde zor zamanlarda birbirini kucaklayan ve kollayan iki lidere dönüşüverdi. Aslında siyasal gelenekleri, dünyaya bakışları ve yaşam tarzları birbirinden taban tabana zıt. Maduro’yu sıfırdan zirveye taşıyan selefi Hugo Chavez, Amerikan hegemonyasına kafa tutarken, dönemin İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile dost oluvermişti. Erdoğan ve Maduro’yu birbirine iten görünür neden de ikisinin de Amerikan hükümeti tarafından hedef alındığını düşünüyor olmaları. Ortak tehdit algısındaki örtüşme öyle bir noktaya vardı ki Maduro, 24 Haziran başkanlık seçiminin ardından yemin töreni için Ankara’ya gelirken Erdoğan’ı “yeni çok kutuplu dünyanın lideri” diye selamlamıştı.
Ahmedinejad’ın müttefiki, Libya lideri Muammer Kaddafi ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın destekçisi Chavez’in halefi Maduro’yu, Arap Baharı’yla yelkenlerini şişirmiş Erdoğan’a yaklaştıran birkaç neden daha var: Ekonomik çöküşte kader ortaklığı. Venezuela tutunacağı dal ararken Türkiye de alternatiflerini çeşitlendirmenin derdinde.