Batı’da ve Orta Doğu’da oluşan ortak görüşün aksine Irak’taki kargaşa, Suudi Arabistan’ın işine yaramıyor, Kral Abdullah Bin Abdülaziz için de “rüya” gibi bir durum değil. Suudi kraliyet mensupları ile Irak Başbakanı Nuri El Maliki arasındaki ilişkilerin bölgenin en gergin ilişkileri arasında olduğu doğrudur. Ancak Suudilerin Maliki’yi kutuplaştırıcı, İran’a bağımlı bir isim olarak görmesi ile El Kaide’den türeyen Irak-Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) başı çektiği silahlı Sünni isyanını aktif şekilde desteklemesi arasında dağlar kadar fark var.
Komşusu olan bir devletin mezhepsel bir iç savaşla parçalanıp çökmesi, aynı durumun Suriye’de yaşanması ve bu iki iç savaşın küllerinden bir El Kaide “devletinin” doğması ihtimali, Suudi Arabistan için rahatsız edici olmalı. Irak ve Suriye, IŞİD dâhil “teröristlere” destek vermekle itham ettikleri Suudi Arabistan’ı ülkelerinde dökülen kandan alenen sorumlu tutuyor. IŞİD ise bu arada Şam ve Bağdat’taki rejimlerin “hakkından gelince” Suudi Arabistan’ı “fethetmeye” ant içiyor. Irak’taki çatışmanın kontrolden çıkması hâlinde komşu ülkeler arasında en çok zararı görecek olan Suudi Arabistan’dır. Bunun birkaç nedeni var.