Türkiye’nin artan baskılar üzerine Suriye’de savaşan El Kaide’ye lojistik desteği kesmesi ya da Kaide ideolojisini taşıyan örgütler ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) tabelasını kullanan ılımlı gruplar arasında ayırım gözetmesi Suriye bataklığından kurtulmasına yetecek mi? Bugünlerde Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Jandarma İstihbaratı ve Emniyet’ten sızan raporlar, bumerangın Türkiye’ye döneceği korkusuna kapılmak için yeterince bilgi sunuyor. Türkiye, sınırlarında belli önlemler aldığı izlenimi uyandırıyor. En azından eylüle kadar dokunulmaz halde hareket ettiği farz edilen silahlı grupların yasadışı aktivitelerine dair polis veya adliye kayıtlarına geçen bazı vakıalar bir şeylerin değiştiğini gösteriyor.
Ancak ortaya çıkan bazı ifşaatlar Türkiye’nin ne yapmaya çalıştığına yer yer kafa karışıklığına da yol açabiliyor. Mesela Başbakan Tayyip Erdoğan, 8 Kasım’da roket başlığı dolu bir TIR’ın yakalanmasını “Mühimmatın yakalanması Türkiye’nin hassasiyetini gösterir” sözleriyle bunu Kaide’ye karşı mücadele çabasının bir parçası olarak sundu. Halbuki polisler araçta silah değil uyuşturucu bulmayı umuyordu. Çünkü ihbar araçta uyuşturucu olduğu yönündeydi. Uyuşturucu değil de silah ihbarı olsaydı muhtemelen araç durdurulmayacaktı. Bu sonuca TIR sürücüsü L.K.’nin mahkemede verdiği ifadelerinden anlıyoruz.